Sondaj Sistemleri
Yeraltındaki su, maden, petrol gibi zenginliklerden istifade amacıyla açılan dar ve derin kuyulara sondaj kuyusu diyoruz. Yeraltı suyundan istifade amacıyla açılan sondaj kuyuları üçe ayrılır;
Çakma Kuyular - Darbeli sistemle açılan kuyular - Rotary sistemle açılan kuyular;
Çakma kuyular yumuşak alüvyon arazilerde yeraltı suyunun satıha yakın olduğu ve tek filtre ile netice alınabilen Akiflerin kum çakıl gibi temiz seviyelerden teşekkül ettiği durumlarda iyi neticeler verebilmektedir. Ucuz ve basit bir yöntem olup çakılan borunun içinden klapeli beyler kovası ile tabandaki malzeme boşaltılarak boruyu sağa sola oynatarak istenilen seviyeye indirmek suretiyle açılmaktadır. Büyük molozlar balta denilen özel aletlerle kırılmaktadır.
Darbeli sistem sondaj kuyuları kireçtaşı gibi sağlam zeminlerde açılmaktadır. Sistem çakma kuyulardakine benzer ve ucuzdur. Ancak uzun sürede açılması sistemin terk edilmesine neden olmuştur.
Çamur sirkülasyonlu rotary sondaj en yaygın sistemdir. Matkap, drill-collar denilen ağırlık ve tijlerden ibaret sistem döndürülmekte ve çamur sirkülasyonu ile matkabın soğutulması, kesilen parçaların dışarıya atılması ve kuyunun göçmemesi temin edilmektedir. Rotary sondaj makinesinin kuyu sondajına başlamadan yapılması gereken en önemli işlem teraziye alınmasıdır. Makina mekanik veya hidrolik krikolarla kaldırılır, önden ve arkadan takozlanır ve her iki istikamette teraziye alınır (Şekil 4). Bazı sağlam olmayan zeminlerde zaman içinde meydana gelebilecek oturmalara mani olmak için beton platformlar hazırlanmaktadır.
Eğri delinmiş kuyular üzerinde önemle durmak gerekir, ideal olan düşeyden sapmamış kuyu olmakla beraber, pratikte her kuyuda bir miktar sapma vardır. Düşeyden sapmış kuyularda teçhiz borusu hiç inmeyebilir veya bir tarafa sürterek iner. Bu durumda çakıl zarfı tek taraflı ve yetersiz olmakta ve kuyu cidarına yaslanan filtre borusundaki delikler tıkanmakta, bu kısımdaki kil keki atılamadığından su girişi azalmakta ve randıman düşmektedir.
Eğri kuyularda daha teçhiz borusu indirilirken kopmalar meydana gelebilir. Boru indirilse bile kuyunun silt çekmesi önlenemez. Bu yüzden kuyuda zaman içinde dolgular meydana gelir, pompa aşınır, verim düşer ve randıman alınamaz. Kuyunun sapmaması için DC (drill-collar, yani ağırlık) ve stabilizerler kullanılmakta dar çaplı pilot delikler açılarak daha sonra hole-opener denilen tarama matkapları ile genişletilmektedir. Yukarıdan pull-down denilen hidrolik baskılı makinelerde sapma çok daha fazla olmaktadır. Sert ve yumuşak formasyonların münavebeli yer aldığı sahalarda, molozlu formasyonlarda ve jeolojik tabakaların yatay olmadığı durumlarda sapmalar daha kolay olur.
Sondajcılıkta Yapılan Başlıca İşler
Sondajın istenilen noktada yapılabilmesi için ilk olarak fiziki şartların sağlanması gerekir. Bu da ancak sondaj lokasyonuna ulaşmakla ve kullanılacak makine ve ekipmanı nakletmekle gerçekleşebilir. O halde öncelikler şu şekilde olacaktır:
Yol yapımı - Platform yapımı - Nakliyat - Su temini - Monte
Sondaj yolunu en az eğimli ve kısa olacak biçimde planlamak nakliyatın kolaylığı için son derece önemlidir. Platform yeterli genişlikte ve meyilsiz olarak hazırlanmalıdır. Zeminin ıslanıp çamur olmaması için tedbirler alınmalıdır. Nakliyat, bilindiği gibi iş kazalarının meydana geme olasılığının yüksek olduğu bir çalışma sürecidir. Bu nedenle çok dikkatli ve tedbirli olunmalıdır. Su hattını döşerken hattın dik olması kaygısına kapılmadan en kısa güzergah seçilmelidir. Pompanın gücünü hattın eğiminin değil, kot farkının etkilediği unutulmamalıdır. Monte çalışmasında da açılacak kuyunun derinliği ile orantılı sağlamlık esas alınmalıdır.
Derin Kuyu Temizliği
Kuyu temizlik (su kuyusu temizliği) işlemi su kuyusu ömrünü uzatır, dalgıç tulumba (dalgıç pompa) nın ömrünü uzatır.
Kuyu içine giren su miktarını arttırır.
Su Kuyusu içindeki bakterileri temizler.
Kuyu cidarında bulunan oksitlenmiş maddeleri dışa atar.
Pompanın çektigi kum miktarını düşürür ve dalgıç pompanın fanlarında aşındırıcı etkiyi azaltarak dalgıç tulumba ömrünü uzar.
Kuyu temizlik işlemi kuyuya fazla kum dolmasını engeller ve su kuyusu çökmesi olasılığını azaltır.
Kuyunun tabanında oluşan dolguyu temizler.
Kuyu Bakımı ve Kuyu Temizliği
Sondaj kuyuları jeolojik yapıya bağlı olarak (kil-silt oranının yüksek oluşu vb.) temizlenmeye ihtiyaç duyarlar. Kuyu temizliğinde en çok kullanılan yöntem yüksek basınçlı ve debili kompresör vasıtasıyla kuyunun temizlenmesidir.
Temizlik öncesi kuyuda mevcut dalgıç pompa çıkarılır. Kuyuya pompasız olarak borular yeniden indirilir. Yukarıdan kademeli olarak kompresör ile hava verilir (ani olarak hava verilmemelidir.) Kuyudan temiz su gelinceye kadar kuyuya hava verilmeye devam edilmelidir (kuyuda su var ise). Temizlik işlemi sonunda kuyu eski temizliğine ve debisine ulaşır. Ancak yeraltı su seviyesinin zaman içinde düşmesine bağlı olarak temizlik işleminden verim alınamadığı durumlarda olabilmektedir.
Kuyu ile akifer formasyon arasında tam bir bağlantı kurmak, kuyudan mümkün olan en yüksek verimin elde edilmesini sağlamak, formasyondaki ince kum, silt ve kili temizleyerek pompanın kuyudan su çekmesini önlemek amacıyla yapılan işlemlere inkişaf denir. Kuyunun yıkanması ile kuyu duvarını sıvayan ve akifer formasyonun gözeneklerini tıkayan sondaj çamuru, yıkama ile kuyudan atılır ve formasyondan kuyuya su gelmeye başlar. Yıkama su ile yapılır. Kuyu tabanına indirilen yıkama takımından pompa ile su basılır. Yıkama takımı aşağı doğru tüm filtre boyunca hareket ettirilir ve kuyudan berrak su gelene kadar bu işleme devam edilir. Kuyunun yıkanması bitip akiferden su gelmeye başlayınca inkişaf işlemine başlanır.
Pratikte 5 tip inkişaf yöntemi bulunmakta olup bunlar;
Aşırı Pompalama Yöntemi
Yıkama Yöntemi
Pistonla Çalkalama Yöntemi
Basınçlı Hava Yöntemi
Jet Yöntemi dir.
En çok uygulanan yöntem “Basınçlı Hava Yöntemi” dir. Bu yöntemde kuyuya kompresörle basınçlı hava verilir. Kuyuda aşırı pompaj işlevi yapan basınçlı hava, suyu dışarı atarken ince malzemeleri de birlikte atar. Özellikle sıcak ve mineralli su sondajlarında, kuyu geliştirmede bu yöntem daha rahat uygulanır. İnkişaf yeni açılan kuyularda uygulanmakla birlikte, daha önceden açılmış ancak zamanla verimi azalmış kuyularda da uygulanır.
Hidrofor Sistemleri
Hidroforlar binalarda, dairelerde, villalarda, site ve yüksek binalarda şebeke su basıncının yeterli olmadığı durumlarda şebeke suyunun veya depolardan basınçlı su ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılır.
Kısaca su basıncının yetersiz kaldığı her yerde kullanılan su basınçlandırma sistemleri diyebiliriz.
Çoğunluğu elektrikle çalışan bu sistemler musluklarımızdan akan suyun basıncını arttırır.
Bir hidrofor alacağınız zaman öncelikle kaç daireye su temin edeceği, hidroforun montaj yapılacağı yer ile beslenecek dairelerin arasında ne kadar mesafe olacağı, yatay yada dikey gidecek boruların uzunluğu çok iyi hesaplanmalıdır.
Doğru yerde Doğru hidroforu kullanmak hem konforunuzu arttırır, hem de ileri de karşılaşılabileceğiniz sorunları azaltır.
Hidrafor seçimi yapmadan önce hidrofor pompasının kapasitesi belirlenmelidir. Debi ne olmalı? (Q) Basma yüksekliği ne olmalı?(H) Sonrasında ise Hidrofor tipinin belirlenmesi gerekmektedir. Hidrofor emiş yapacak mı? Yapacaksa kaç metre derinlikten emiş yapacak? Kullanılacak suyun özellikleri nedir? Hidroforun kullanılacağı yerdeki elektrik şebekesinin özellikleri nelerdir.
Elektrik şebeke voltajı Monofaze 220 V mu yoksa Trifaze 380 V. mu? Hidroforun montaj yapılacağı mekanın genişliği ne kadar, ayrıca nem ve sıcaklık durumu nedir?
Hidroforun gürültü seviyesi ne olacak?Hidroforumuzu seçmeden önce bu konuları netleştirmek gerekmektedir. Hidrofor çeşitli ürünlerin birleştirilmesiyle meydana gelir.
Pompa (tonaj ve basma yüksekliklerine uygun bir pompa seçilmelidir) Genleşme Tankı (Denge tankı pompa kapasitesine göre seçilmelidir. Ne kadar büyük seçilirse o kadar hidroforunuz az devreye girip çıkar, bu da hidroforunuzun ömrünü uzatır.)
Basınç Şalteri (Hidroforun start stop kumandası) Manometre (Hidroforun ne kadar basınçla çalıştığını gösterir) Bes Yollu Vana ( Hidroforun elektromekanik aygıtlarını birleştiren aynı zamanda su çıkışıdır) Fleks (Alttan kureli hidroforlarda, düşey milli hidroforlarda denge tankına montaj elemanıdır)
Hidrofor Kurulumu İçin İhtiyaç duyulan Malzemeler;
Hidrofor için gereksinim duyulan ekipmanlar kat ve bina ihtiyacına göre su deposu Hidroforun çalışma kapasitesine göre elektrik hattı(Trifaze) (Monofaze) Hidrofor motorunun amperine göre motor koruma rölesi.
Hidrofor motoruna kumanda etmek için elektrik panosu,pano içerisinde v.otomat,kontaktör,termik,yada motor koruma rölesi ve on/off anahtarı olmalıdır.
Ayrıca Depo suyunu kontrol etmek ve depoda su bitmesine yakın hidroforu devreden çıkartacak su seviye kontrol flatörü gereklidir. 1 Atü den 8-10 Atü yüksekliğe ve 1 daireden 150 daireye kadar su basabilen hidrofor modelleri mevcuttur.
Talebe göre daha fazla kapasitede su basan hidrofor çeşitleri de vardır. Yüzlerce model ve tipten oluşan Hidroforlar bilinçli tercih yapıldığı taktirde mükemmel verim elde edilebilir. Su depolarına bahçe kuyularına bağlanabilir 25 mt derinlikten emiş yapabilen çift emişli modelleri de mevcuttur.
Pompa Uygulamaları
Pompalar, sıvıları bir boru hattı içerisinde iletmeye yarayan elemanlardır. Sıvı basma işlemi, sıvının bir ortamdan diğer bir ortama nakledilmesi için gerekli olan ilave enerjinin verilmesidir. Bu işlem sadece sıvıların basıncının arttırılması anlamına gelmez.
Enerji; iş yapabilme kabiliyeti olduğuna göre, sıvıya verilen enerji sıvıyı bir borudan akmak veya daha yüksek bir konuma çıkarmak suretiyle bir iş yapmaya sevk eder. Kısacası pompalar, enerji yutan veya mekanik enerjiyi hidrolik enerjiye çeviren makinelerdir. Bir pompanın birim ağırlıktaki sıvıya verdiği enerjiye manometrik yükseklik denir. Manometrik yükseklik
birbirine dönüşebilen üç enerji toplamından oluşur.
Pompalar genel olarak; pozitif iletimli ve pozitif iletimli olmayan pompalar şeklinde sınıflandırılırlar. Pozitif iletimli olmayan pompalarda pompanın çıkış tarafı tamamen kapatılacak olursa, pompa durur ve basılan debi sıfır olur. Pozitif iletimli pompalarda ise,pompanın çıkış tarafının kapatılması halinde pompa akışkan basmaya devam eder ve bu esnada sistem basıncı sürekli olarak artar.Pozitif iletimli olmayan pompalar rota dinamik pompalar, pozitif iletimli pompalar ise volumetrik pompalardır.
Pozitif iletimli olmayan pompalar rotadinamik pompalar, pozitif iletimli pompalar ise volumetrik pompalardır.Rotadinamik pompalar santrifüj kuvvet prensibine göre, volumetrik pompalar ise hacim daralması prensibine göre çalışırlar. Volumetrik pompalar sabit ve değişken debili olarak yapılırlar.
Hidrolik sistemlerde yaygın olarak kullanılan dişli pompalar sabit debili pompalardır. Volumetrik pompalar pistonlu veya kanatlı (paletli) olarak da yapılırlar.Pistonlutip olanlar hem sabit debili hem de değişken debili olarak yapılırlar. Kanatlı (paletli) tip olanlar ise genellikle değişken debili olup, kanatları dengelemek suretiyle sabit debili olarak da kullanılabilirler.
Pozitif iletimli pompalar bu nedenle bu uygulamada daha çok rotadinamik pompalar incelenecektir. Rotadinamik pompalar ın santrifüj kuvvet prensibine göre çalışmaktadır.
Bu pompalar döner çark içerisinden geçen akışkanın momentini arttırmak için kullanılır. Bu nedenle çeşitli şekillerdeki döner çark dizaynları göz önüne alındığında rotadinamik pompalar; santrifüj pompalar (radyal pompalar), yarı santrifüj ve yarı eksenel
pompalar ve eksenel pompalar olarak sınıflandırılır. Santrifüj pompalar, endüstrinin bir çok dalında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Modern pompalama sistemi güçlükleri
İster belediye su şebekesi işletimi, isterse de okyanusun dibinden petrol çıkarma ya da kimyasal tesislerde aşındırıcı sıvıların çekilmesi olsun modern toplum, güvenilir, etkin pompalama sistemleri gerektirir.
Günümüzdeki endüstriyel pompa operatörleri için bu, toplam mülkiyet maliyetini azaltma yollarını bulma ve aynı zamanda sert çevre yönetmeliklerine uymaktır. Pompa üreticileri için güçlük, pompanın kullanım ömrü boyunca enerji tüketimini en iyi seviyeye getirirken aynı zamanda arızalar arasındaki süreyi de artırmaktır; çünkü enerji, toplam pompa mülkiyet masraflarının %45'ini hesaplar.
Su Arıtma Sistemleri
Su arıtma suda bulunan yabancı maddelerden daha küçük gözeneklere sahip filtrelerden geçirilmesine su arıtma denir.
Su arıtma yaparken filtrasyonunuza giren suyunuz birkaç operasyondan geçilerek su arıtma filtrelerinde içerisindeki bütün istenmeyen kaba partikülleri ve suyunuzdaki ağır metalleri ayrıca suyunuzun içerisinde rahatsız edici kimsayal klor ve gazal kokularını alarak su arıtmadan çıkan suyunuzun kalitesini birinci sınıf su kalitesine çıkarmaktadır.
Su arıtma filtrasyonları genel olarak 5 filtreden oluşur. Ev tipi su arıtma, ev su arıtma, evsel su arıtmadaki 5 filtrenin yapısı itibarı ile reverse osmosis sistem olarakta bilinir.
Suyunuzdaki bütün meteryalleri ayrıştırarak suyunuzun molekül yapısını değiştirir dolayısıyla insan vücudunu arıtılarak giren suyun kan dolaşımını hızlandırdığı böbrekleri çok rahatlattığı insan vücudunun direncini arttırdığını söyleyebiliriz.
Su arıtma işlemi yaparken şebekelerde gece basıncı ve gündüz basıncı farklıdır bu fark yüzünden kalitesiz su arıtma cihazlarının havuzları patlar bundan dolayı havuzların et kalınlıklarına bakılmalıdır ve eğer bir pazarlamacıdan alınıyorsa havuzların test basınçları sorulmalıdır.
Su arıtma cihazında bu test basıncının yüksek olmasındaki amaç şebekelerde gece basıncının yükselmesinden dolayı şebeke pompaları kapatılır ve düzenli olarak şehir su kullanmaya başladıkça açılır bu açılma sırasında şebekede ciddi yüksek basınç oluşur ve bu basınç suarıtma cihazının ilk filtrelerinin patlamasına sebeb olur ve evinizi su basabilir.
Su arıtma cihazlarında dikkat edilmesi gereken bir nokta ilk filtrelerin havuzlarının ilk bakışta anlayabileceğiniz hurda malzemeden yapılıp yapılmaması bunda dikkat edeceğiniz noktalar Şeffaf olan malzemeler gayet berrak olmalı, beyaz olan su arıtma havuzlarından ise olması gerekenlerden birisi net kar beyazı olması gerekli herhangi bir rengin dalgalanması bulunduğu taktirde hurda plastikten oluşmuştur kesinlikle o cihazı almayınız.
İçme suyu arsenik arıtımında en başarılı yöntemlerden biri Ters Ozmos (Reverse Osmosis) sitemleridir. Ters ozmos sistemlerinde kullanılan membranlar arsenik iyonlarına bir duvar gibi davranmakta ve bu iyonları %95 oranında tutmaktadır.
Arsenik oranının çok yüksek olduğu bölgelerde bile arıtılmış sudaki arsenik miktarı; sınır değer olan 10 mikrogram/lt' nin çok çok altındadır.Terz ozmos arıtma sistemlerinin en önemli özelliği; bakteri, virüs ve patojenleri tamamen tutmasıdır, bu özelliği ile damacana sularından çok daha güvenilir olduğu kanıtlanmıştır.
Basınçlı Sulama Sistemleri
Sulama : Bitkinin ihtiyaç duyduğu ve yağışlarla karşılanamayan suyun toprakta bitkinin kök bölgesine gereken yer ve zamanda verilmesidir. Sulamada esas ilke tarla başına kadar getirilmiş suyun, en az kayıpla bütün tarlaya üniform bir şekilde yayılmasıdır. Sulama konusunda pek çok sistem vardır. Tabii bunlardan birinin yada birkaçının seçilmesi birçok faktöre bağlıdır. Örneğin tarlanın tesviyesinin düzgün olup olmaması, yetiştirilen mahsulün cinsi, toprağın ve toprak altının kimyasal ve fiziksel özellikleri, sulama suyunun miktarı ve kalitesi, çiftçi alışkanlıkları, bazı sulama yöntemlerinin ek yatırımı gerektirmesi nedeniyle oradaki çiftçilerin ekonomik durumu , bölgenin rüzgar -sıcaklık-oransal nem-don-yağış gibi egemen iklim şartları sulama sistemlerini etkiler. Örneğin tesviyeli arazilerde bütün sulama sistemleri uygulanabildiği halde tesviyesiz arazilerde yağmurlama sulama, hakim rüzgarı şiddetli bir bölgede yağmurlama sulama sistemi yerine ya damla sulama yada karık sulama daha uygun bir sulama sistemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Geleneksel Sulama Sistemleri
Salma sulama yöntemi : Bu sulama yönteminde tarlabaşı kanalından tarla parseline alınan su parsel boyunca arazi üzerinde rastgele yayılmaya bırakılır. Su toprak yüzeyinde ilerlerken bir yandan da infiltrasyonla toprak içerisine girer ve bitki kök bölgesinde depolanır. Bu uygulama biçiminde sulama doğrultusunda eğimin % 3 ü geçmemesi ve sulamaya dik yönde eğimin olmaması gerekir. Bu sulama sulama suyunun bol ve sulama kültürünün olmadığı yerlerde kullanılır. Bu tip sulamada su kaybı fazla sulama randımanı da çok düşüktür ayrıca tarla yüzeyinde üniform bir su dağılımı da sağlanamaz, erozyona neden olur.
Tava sulama yöntemi : Sulanacak tarla parseli toprak seddelerle çevrilerek eğimsiz alt parsellere ayrılır. Bu alt parsellere tava adı verilir. Tarlabaşı kanalından alınan su bu tavalara bir yada birkaç yerden verilir. Burada sulama için arazi önceden tavalara bölünür. Sık ekilen hububat, yem bitkileri ve meyve bahçelerinin sulanmasında kullanılır. Bu yöntemde suyun tavada kısa sürede göllendirilmesi için 30 l/sn üzerinde debili su kaynağına ihtiyaç vardır. Ayrıca suyun çok fazla verilip derine sızmasını önlemek için kont- rollü sulama yapılmalı ve drenaj tedbirleri de alınmalıdır. Bu yöntemin en olumsuz yanı da su sarfiyatı ve sulama zamanının fazla olmasıdır.
Karık sulama yöntemi : bu yöntemde bitki sıra aralarına karık adı verilen küçük kanalcıklar açılır ve su bu karıklara verilir. Su karık boyunca ilerlerken bir yandan da infiltrasyonla toprak içerisine girer ve bitki kök bölgesinde depolanır. Sulama sırasında mevcut debiye göre çok sayıda karığa su verilebilir. Karık sulama yöntemi sıraya ekilen yada dikilen tarla bitkileri, sebzeler meyve bahçeleri ve bağlarda kullanılır. Bitkiler burada karık üzerindeki sırtlara yapıldığından bitki kök boğazının ıslatılması söz konusu değildir. Bu nedenle adi sulama ve tava sulamaya göre sulama randımanı, su tasarrufu ve bitki hastalıkları yönünden en uygun sulama metodudur. Ancak bu sulama yönteminin tuzlu topraklarda uygulanması son derece sakıncalıdır. Çünkü su karık içerisinde hareket ederken su kapillarite ile karık sırtlarına doğru yükselir ve bitki kök bölgesinde tuz yoğunlaşmasına neden olarak bitkilerin zarar görmesine neden olur.
Damla sulama Sistemleri
Damla sulama yönteminde temel ilke, bitkide nem eksikliğinden kaynaklanan bir gerilim yaratmadan, her defasında az miktarda sulama suyunu sık aralıklarla yalnızca bitki köklerinin geliştiği ortama vermektir. Bu yöntemde bazen her gün, hatta günde birden fazla sulama yapılabilmektedir. Damla sulama yönteminde arındırılmış su, basınçlı bir boru ağıyla bitki yakınına yerleştirilen damlatıcılara kadar iletilir ve damlatıcılardan düşük basınç altında toprak yüzeyine verilir. Su buradan infiltrasyonla toprak içerisine girer, yerçekimi ve kapillar kuvvetlerin etkisi ile bitki köklerinin geliştiği toprak hacmi ıslatır. Başka bir deyişle, bu yöntemde genellikle alanın tamamı ıslatılmaz. Bitki sırası boyunca ıslak bir şerit elde edilir ve bitki sıraları arasında ıslatılmayan kuru bir alan kalır. Böylece, mevcut sulama suyundan en üst düzeyde yararlanılır. Damla sulama sistemi sabit sistem biçimindedir. Sistem unsurları, sulama mevsimi boyunca aynı konumda kalırlar. Ancak, sulama mevsimi sonunda bazı unsurlar araziden kaldırılır.
Yer Altı Suyu Araması
Su arama çalışması yani diğer isimleri ile su etüdür veya jeofizik etüt sınırları belirli bir bölgede yer altı suyunun varlığını ispatlamaya yönelik bir cihaz yardımı ile gerçekleştirilen bilimsel çalışmalardır.
Jeofizik Etütlerde suyun varlığı nasıl tespit edilir?
Jeofizik etüdün birkaç değişik metodu olsa da en yaygın ve kullanışlı olanı Schlumberger Yöntemi adı verilen bir arama çalışmasıdır.Kabaca tarif etmek gerekirse bu çalışma esnasında düz bir hat boyunca yere belirli aralıklarla kazıklar çakılarak bu kazıklar üzerinde yere elektrik akımı gönderilir ve geri dönüş değerleri kaydedilir.
Temel prensipte her kayacın elektriği iletme konusunda belirli bir geçirgenlik değeri vardır. Bu değerlerde görülen sapmalar (elektriği iletme hızındaki artış) belirtilen derinliklerdeki su, petrol, doğal gaz yahut boşlukların varlığını göstermektedir.
Jeofizik etüt sonucu elde edilen veriler, etüdün yapıldığı uzunluğa bağlı mesafeyi bir yarıçap kabul eder ve bu yarıçap aynı zamanda etüt derinliğini vermektedir. (ör: 200 metre uzunluğunda ölçü alındığında bu 200 mt. derinliği göstermektedir).
Alınan ölçümler belirli formüller ve abaklar kullanıldıktan sonra kağıda dökülüp, kayaçların önceden belirlenmiş sabit elektrik geçirimlilik değerleri ile karşılaştırılarak arazinin jeolosini de kapsayan raporlar oluşturmaya yarar.
Jeofizik Etüt ile yeraltı suyunun Bulunduğu derinliği ve mevcut su miktarını bilmek mümkün müdür?
Jeofizik Etüt prensip olarak kayaçların elektrik iletkenliğini ölçmeye olanak verdiği için derinliğe bağlı olarak kayaçlar arasındaki geçirgenlik değişimlerini belirlemek mümkündür.
Bu ifade, Jeofizik Etüt kesinlikle yeraltı suyunun olduğu derinlikleri gösterir olarak algılanmamalıdır. Yeraltında kayaçlar içerisinde boşluklar, gaz, petrol gibi diğer faktörlerde elektriğin hızlı iletilmesine sebep olabilmektedir.
Bununla birlikte Jeofizik Etüt ile hiçbir zaman mevcut yeraltı suyu miktarının ölçümü yapılamamaktadır. Daha öncede belirtildiği üzere Jeofizik Etüt, kayaçların elektrik iletkenliğinin ölçülmesi esasına dayanır.
Yeraltı suyu miktarı, potansiyeli ve beslenmesine ilişkin rezervuar-akifer ölçüm ve belirleme çalışmaları, Jeoloji Bilimi’nin konusu olmakla birlikte çok daha masraflı, detaylı ve uzun süre gerektiren çalışmaları kapsar.
Jeofizik Etüdün sondaj çalışması için önemi nedir?
Jeofizik etütlerde dikkat edilmesi gereken en önemli kısım, çalışmanın sadece ölçüm yapmaktan ibaret olmadığının anlaşılmasıdır. İyi bir Jeoloji ve Jeofizik Mühendisi ölçüm sonunda işbirliğine giderek ölçüm sonuçlarını birlikte yorumlamalıdırlar.
Ölçümlerin doğru ve hatasız alınması Jeofizik Mühendisi’nin sorumluluğunda olduğu gibi, arazinin jeolojisini (yüzey ve yer altı yapıları, formasyon ve tabakalar, faylar ve diğer tektonik oluşumlar) bilmek, o bölgede daha önceden yapılan sondaj çalışmalarının varlığını ve sonuçlarını araştırmak da jeoloji mühendisinin sorumluluğundadır.
Doğru ve hatasız bir rapor bu gibi bilgi ve tecrübelerle şekilleneceği gibi yer altı suyunun varlığına dair sonuçlar da tüm bu farklı değerlerin birleştirilmesi ve yorumlanması ile ortaya çıkar.
Bu çalışmalar, olasılık hesabında %85-90’lık dilime denk gelmekle birlikte, yine de yeraltının bilinmeyen ekstrem koşulları ve sondajcının delme işlemindeki hataları gibi faktörlerden dolayı %10-15’lik yanılma (başarılı olamama) payı müşteriye belirtilmeli ve anlatılmalıdır.
Bobinaj Motor Sarımı
Doğru akım bobinajı, iletkenlerin ve bobinlerin motor gövdesine yerleştirilişine göre halka sargı ve tambur sargı olmak üzere iki çeşit olur. Halka sargıda iletkenler içten ve dıştan sarılır. Tambur sargıda ise iletkenler ve bobinler oyuklara yerleştirilir.
Dalgalı akım bobinajı ise bir fazlı, iki fazlı, üç fazlı olmak üzere üç türlüdür.
A) Şönt Motorlar (Paralel Sarımlı Motorlar)
Doğru akım motorları, uyarı akım sargısının endüvi ile bağlantı türlerine göre sınıflandırılırlar.Şönt motorları uyarı akım sargısının endüviye paralel olduğu motorlardır. Bu motorlarda devir sayısının ayarı yol-verici ve ayarlayıcı dirençler ile yapılır.Şönt motorlar yüksüz ve yüklü durumlarda dıştan uyarmalı motorlar gibi bir karakter gösterir. Yani yüksüz durumda kendi başlarına devir yükseltmezler ve yük altında çok az devir yitirirler. Bu tür bir karakter elektroteknikte şönt bağlantı karakteri olarak tanımlanır.Şönt motorlar dıştan uyarmalı motorların uygulandıkları sahalarda kullanılmaktadır.
B) Seri Motorlar(Seri Sarımlı Motorlar)
Bu motorlarda uyarı sargısı endüvi ile seri bağlanmıştır .Bir alan ayarlayıcı direncin uyarı sargısına paralel bağlanması suretiyle ana alanı zayıflatarak devir sayısını yükseltme işlemi bu motorlarda uygu1anmaz. Uygulansa bile çok enderdir. Seri motorlarda endüvi akımının tümü uyarı sargısından geçer. Bu nedenle endüvi akımı yükseldikçe uyarı akımı da yükselir ve bu oluşum özellikle motorun yol alması sırasında büyük olur.
Seri motorların yol alma momentleri bütün diğer motorlardan büyüktür. Yüksüz olarak yüksek devire geçme sırasında endüvi akımı ve buna bağlı olarak uyarı akımı giderek düşer. Uyarı akımı ile birlikte uyarı alan şiddeti azalacağından devir sayısı yükselir. Seri motorlar yüksüz durumda giderek devirlerini yükseltir.Bundan dolayı seri motorlar hiçbir halde düz kayışlı makinelere bağlanmamalıdır. Aksi halde kayış fırlayabilir.
Seri motora yüklenme anında endüvi akımı ve buna bağlı olarak uyarı akımı yükselir. Uyarı akımının yükselmesi sonucu döndürme momenti artar iken devir sayısı düşer.Şayet motorun akım devresinde bir öndirenç varsa, yüklenme anında devir sayısındaki azalmalar oldukça büyük olur.
Böyle bir durumda yükselen endüvi akımı öndirenç üzerinde bir gerilim düşmesine neden olur ve bunun sonucu endüvi gerilimi düşer. Endüvi akımıyla birlikte uyarı akımı da yükseldiği ve endüvi gerilimi düştüğü için, devir sayısı azalır. Seri motorlar elektrikli araçlarda, örneğin: tramvaylarda ve elektrikli otoraylarda kullanılırlar. Şayet bu motorların statoru saç paketi halinde ise, alternatif akımla da çalışabilirler.
Bazı alçak gerilimli ve yüksek güçlü seri motorlar marş motoru olarak otolarda kullanılır. Alternatif akımla da işletilmek üzere yapılmış seri motorlara üniversal motorlar denilir.
C) Sabit Mıknatıslı Motorlar(Dıştan Uyarlamalı Motorlar)
Dıştan uyarmalı motorlarda uyarı sargısı endüvi ile bağlanmaz. Uyarı akımı bağımsız bir gerilim kaynağından sağlanır.Yol-verme ve devir sayısının düşürülmesi için, örneğin: bir yol-verme direnci ile endüvi gerilimi ayarlanır. Devir sayısının yükseltilmesi için ise, örneğin: bir alan ayarlı direnç ile uyarı akımı düşürülmektedir. Dıştan uyarmalı motorların güç etiketlerinde endüvi gerilimine paralel olarak uyarı gerilimi ayrıca verilmektedir.
Bobinajda DC Motorlar ve Bakımı
Doğru akım makinaları hem jenaratör hem de motor olarak çalışabildiği için temelde DC motor ve jenaratör (genaratör) çalışma prensipleri aynıdır. Aradaki tek fark jenaratördeki E.M.K. (elektromotor kuvvet) çıkış geriliminden büyük iken; motordaki E.M.K. çıkış geriliminden küçük olmasıdır. Böylece güç akışı yönü değişmektedir.
Toparlarsak elektrik motoru, elektriksel enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek jenaratördeki işlemin tam tersini gerçekleştirmektedir. Bilindiği gibi jenaratörler mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirmektedirler.